Zamanın uçsuz bucaksız kıyılarında yürüyen bir ruhun, kelimelerle çizdiği içsel harita...
Hermann Hesse, Hayat Ağacından kitabında insanın doğayla, aşkla, ölümle, korkuyla ve en çok da kendisiyle yüzleşmesini şiirsel bir dille anlatır. Bu seçki, bir çocuğun uyanan kalbinden, bir yaşlının geceye bakan gözlerine; bir savaş tanığının sessizliğinden, bir arayış yolcusunun özlemine kadar uzanır.
Her dizede bir yankı vardır: rüzgarın, yıldızın, bir annenin, bir hastanın, bir kelebek kadar hafif bir anın… Ve her şiir, hayat ağacından kopup gelen bir yaprak gibi okurun kalbine düşer.
1934’te yayımlandığı
Tükendi
Gelince Haber VerZamanın uçsuz bucaksız kıyılarında yürüyen bir ruhun, kelimelerle çizdiği içsel harita...
Hermann Hesse, Hayat Ağacından kitabında insanın doğayla, aşkla, ölümle, korkuyla ve en çok da kendisiyle yüzleşmesini şiirsel bir dille anlatır. Bu seçki, bir çocuğun uyanan kalbinden, bir yaşlının geceye bakan gözlerine; bir savaş tanığının sessizliğinden, bir arayış yolcusunun özlemine kadar uzanır.
Her dizede bir yankı vardır: rüzgarın, yıldızın, bir annenin, bir hastanın, bir kelebek kadar hafif bir anın… Ve her şiir, hayat ağacından kopup gelen bir yaprak gibi okurun kalbine düşer.
1934’te yayımlandığından bu yana yüz binlerce okura ulaşan bu küçük kitap, aslında dev bir iç dünya sunar. Çünkü bu dizeler yalnızca okunmaz; hissedilir, yaşanır, unutulmaz.
"Leide, male, dichte, lebe fort..."
(Acı çek, resmet, şiir yaz, yaşamaya devam et...)